9 Haziran 2007

Osmanlı Dönemi İdari Yapı


Giresun Osmanlı idaresine girdiğinde bir kaza merkezi olmuştu. 1486’da burası Trabzon sancağına bağlı Zeâmet-i Kürtün adlı idarî bölgenin merkezi durumundaydı. Bu idarî ünitede eski Çepni beyleri dönemindeki yapı sürdürülmüştü. 1515’te Kürtün kazasına bağlı Çepni vilâyeti tabirine rastlanmakta ve Giresun bu vilâyetin merkezi durumunda bulunmaktaydı. Çepni vilâyeti tabiri XVI. yüzyıl sonlarına kadar sürdü ve onunu yerini giderek Giresun kazası adı almaya başladı. Giresun Trabzon sancağının en batı ucunu oluşturuyordu ve Canik sancağı ile olan sınırı şehrin biraz batısındaki Batlama deresi teşkil ediyordu. Kazanın sahil kesiminde Giresun’dan başka Tirebolu, Görele, Anduz, Bedreme kaleleri vardı; buralarda muhafızların yanı sıra sivil hıristiyan halk yaşamaktaydı. Bölge XV ve XVI. yüzyıllarda Çepni ve Kürtün adlı iki ana idarî birime ayrılmıştı. Bunların alt kademeleri olarak Yağlıdere, Bayramoğlu, Karaburun, Üreğir, Alnı Yumlu, Alahanas, Kürtün adlı idarî birimler mevcuttu. XVI. yüzyılın ikinci yarısında ise Üreğir, Harşıt ve Yağlıdere nahiyelerinin varlığı dikkati çekmektedir. Giresun ve Tirebolu gibi sahil şehirleri dışındaki kesim hemen hemen tamamıyla Çepniler’ce iskân edilmişti ve bu iskân yerlerinin çoğu Türkçe ad taşıyordu. XV. yüzyılda toplam köy sayısı altmış kadardı. Bugün Giresun’a bağlı ilçe merkezleri olan Eynesil, Esbiye, Dereli birer köy olarak zikredilmişti. XV. yüzyılın son çeyreğinde Kürtün ve Çepni vilâyeti bölgesinde toplam 1500 hâne vardı. Bu rakama göre nüfus yekünü 7000 dolayına ulaşıyordu. 1515’te ise köy sayısı 150’yi aşmıştı ve toplam hâne sayısı 5000 civarındaydı. Ancak bu tarihten biraz önce kazanın yüksek köylerinin bir kısım ahalisi Safevîler’in baskını veya propagandası sebebiyle İran’a göç etmişti. Bunlardan bazılarının daha sonra Osmanlı hükümetinin aldığı tedbirlerle geri döndüğü defterde yer alan kayıtlardan anlaşılmaktadır. Nitekim 1554’te bölge nüfusu 7000 hâneye, 1583’te 9000 hâneye yükselmişti. Bu rakamlara göre XVI. yüzyıl boyunca bölge 30-40.000 arasında bir nüfus yoğunluğuna sahipti. 1682’de kazada avârız vergisi veren köy sayısı yirmi dört olarak tesbit edilmiştir. Bu durum, Giresun kazasının XVII. Yüzyılda küçültüldüğünü ortaya koymaktadır. Bağlı köyler arasında Alın Yuma (Alnı Yumlu), Ak Yuma, Darıköy, Lapa, Umurlu, Ülper Kuşluvan (Kuşdoğan), Dereli, Seydiköy, Kayadibi, Akpınar, Evliya, Uzgur ve Kurtulmuş’un adları sayılabilir. Bütün bu köylerde oldukça kalabalık bir seyyid zümresinin varlığı dikkat çekicidir. Meselâ Alın Yuma köyündeki altmış dört erkek nüfustan yirmi dokuzu, Dereli’de seksen altı kişiden elli ikisi, Kurtulmuş ve civarındaki üç köyün halkının tamamı (63 kişi) seyyid olarak kaydedilmiştir. Kazanın toplam nefer sayası, Giresun hariç 312’si seyyid statüsünde 745 kadar olup bu da derbendciler (126 nefer) ve şehir halkı dahil 6-7000 dolayında bir nüfusu gösterir.

Giresun kazası bu idarî durumunu uzun süre devam ettirdi. Tanzimat döneminde Trabzon’a bağlıydı. Trabzon eyaleti kurulunca, Trabzon merkez livâsına tâbi oldu (1847). 1850’de kazanın adı, “Giresun ma‘ Keşab” olarak kaydedildi. 1855’te Ordu livâsına, 1856’da yeniden Trabzon livâsına, 1857’de Ordu livâsına bağlandı. 1283 (1856) tarihli Devlet Salnâmesi’nde Trabzon eyaletine bağlı bir livâ olarak zikredildi ve sınırları batıya doğru genişleyerek bugünkü adı Bulancak olan Akköy ve Piraziz’i de içine aldı. Bunun dışında kazaya Keşap ve Kırık nahiyeleri bağlıydı. Ancak bu durumunu uzun süre koruyamadı ve 1285’te (1868) Trabzon sancağının kazası oldu. Kaza 1869’da doksan yedi köye, 1870’te ise 107 köye sahipti. Trabzon vilâyetinin 1869 tarihli ilk salnâmesine göre kazada 25.160 erkek nüfus vardı; bunun 5156’sını Rumlar, 263’ünü Ermeniler teşkil ediyordu. 1870-1874 yıllarına ait salnâmelerde toplam erkek nüfus 27.429 olarak gösterilmiş, bu toplamın 5626’sını Rumlar’ın, 225’ini Ermeniler’in oluşturduğu belirtilmiştir. Bu rakamlara göre toplam nüfusun bu devrede 50-55.000 dolayında bulunduğu tahmin edilebilir. 1875’ten 1878’e kadar Karahisâr-ı şarkî sancağına bağlanan Giresun kazası, 1879’da tekrar Trabzon merkez sancağına dahil edildi ve bu durumunu Cumhuriyet döneminde müstakil vilâyet olana kadar sürdürdü. 1891’de Giresun’un üç nahiye, 140 köy ve on dört mahallesi olduğu belirtilmiştir. Aynı yıllarda V. Cuinet 51. 704 müslüman, 12.322’si Rum, 938’si Ermeni’den ibaret kaza nüfusunu 64. 526 olarak verir; kazada 157 cami, bir tekke, 764 dükkân, yirmi dokuz han, 146 köy bulunduğunu yazar. 1893’te ise bu üç nahiyeden oluşan Giresun’da 61.196’sı müslüman, 12.322’si Rum, 1445’i Ermeni 74.963 kişi vardı. 1900’de nüfus 80.000’i bulmuş, nüfus oranları ise hemen hemen aynı kalmıştır.

Cumhuriyet döneminde vilâyet haline getirilen Giresun Şebinkarahisar’ın da bağlanması ile güneye doğru genişleyerek tarihî sınırlarını aşmıştır. Giresun şehrinin merkez olduğu Giresun ili bugün Trabzon, Gümüşhane, Erzincan, Sivas ve Ordu illeriyle kuşatılmıştır. Merkez ilçe dışında Alucra, Bulancak, Çamoluk, Çanakçı, Dereli, Doğankent, Espiye, Eynesil, Görele, Güce, Keşap, Piraziz, Şebinkarahisar, Tirebolu ve Yağlıdere olmak üzere on beş ilçeye ayrılmıştır. 6934 km² genişliğindeki Giresun ilinin 1990 sayımına göre nüfusu 499.087, nüfus yoğunluğu ise 72 idi·.

Hiç yorum yok: